-
1 sabırlı olmak
v. be patient -
2 sabırlı olmak
зыщыIан, самбырын, мэсамбыры зыщыIэн, зещыIэ, -
3 olmak
vi1) seinolamaz! das kann nicht sein!annesi olamaz sie kann nicht seine Mutter seinannesi oluyor sie ist seine Mutterannesi oluyormuş sie soll seine Mutter seininsan sabırlı olmalı der Mensch sollte geduldig seinneredeyse burada olur er wird gleich hier seinöğleden sonra orada olmalıyım ich muss nachmittags dort seinhiçbir şey olmamış gibi als ob nichts geschehen wärene olursa olsun egal was passiertolan oldu es kam, wie es kommen mussteolan olmuş was geschehen ist, ist geschehenne oldu ki? was ist denn passiert?3) werdenbu nasıl belli oldu? wie ist das bekannt geworden?iki yıl oldu es sind zwei Jahre geworden4) ( fam) gehen, klappen, hinhauenoldu mu? hat es geklappt?olmaz! das [o es] geht nicht!başka türlü olmaz es geht nicht andersböyle olmaz so geht es nichtdaha erken olmaz früher geht's nicht5) ( olgunlaşmak) reifen, reif werdenüzümler daha olmadı die Trauben sind noch nicht reif6) ( hazır duruma gelmek)çay/kahve oldu der Tee/Kaffee ist fertigpilav oldu mu? ist der Reis fertig?7) (bir şeyi \olmak) habenparmağı tetikte \olmak den Finger am Abzug habeniştahı/parası \olmak Appetit/Geld habenrandevusu \olmak eine Verabredung haben8) ( bulunmak) sein, sich befindenburnunun dibinde \olmak sich direkt vor seiner Nase befindenimkân dâhilinde \olmak im Bereich des Möglichen liegen9) ( çocuğu) bekommenişinden \olmak seine Arbeit verlieren; s. a. olur -
4 потерпеть
сов.1) sabırlı olmak, sabretmek, dişini sıkmakпотерпи́ немно́го - узна́ешь — biraz sabırlı ol / sabret, öğreneceksin
2) uğramakпотерпе́ть ава́рию — kazaya uğramak
потерпе́ть убы́тки — zarara uğramak
потерпе́ть полити́ческое банкро́тство — siyasal iflasa uğramak
3) с, отриц. çekememek, hazmedememekя э́того не потерплю́! — bunu çekemem!
-
5 be patient
v. sabırlı olmak, sabretmek -
6 be patient
v. sabırlı olmak, sabretmek -
7 dayanmak
1. (abanmak) пкъыкIэ зытегъэон, еIункIын
2. (sabırlı olmak) щэIэн -
8 üben
üben ['y:bən]I vi ( allgemein) alıştırma yapmak egzersiz yapmak; sport alıştırma yapmak, idman yapmak; ( trainieren) antreman yapmak;auf dem Klavier \üben piyanoda egzersiz yapmak, piyanoda (alışmak veya öğrenmek için) çalışmakKlavier/Geige \üben piyano/keman meşk etmek, piyano/keman öğrenmek için çalışmak;Geduld \üben sabırlı olmak, sabretmek;Rache \üben öç [o intikam] almak;an jdm/etw dat Kritik \üben bir kimseyi/şeyi eleştirmek;sich in etw dat \üben bir şeye çalışmak -
9 forbear
kendini tutmak, çekinmek, sakinmak, kaçinmak, bos vermek; sabirli olmak, sabretmek -
10 patience
См. также в других словарях:
feveran — is., esk., Ar. feverān 1) Fışkırma, kaynama 2) Birdenbire öfkelenme, köpürme, parlama Sabırlı olmak, parlamamak, duygusal feveranlardan uzak kalmak hassası da bizde çok eksik. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller feveran etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük